Türkiye Gazze’de hangi görevleri üstlenebilir?

ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail-Hamas arasında iki senedir süren çatışmayı sonlandırmayı amaçlayan barış girişiminin ilk aşaması tarafların rehine ve tutuklu değiş tokuşunu gerçekleştirmesiyle tamamlandı.

Şimdi gözler, işin daha zor kısmını oluşturan sonraki aşamalara odaklandı.

Bunlar arasında Hamas’ın silahsızlandırılması, Gazze’ye Uluslararası İstikrar Gücü’nün (UİG) konuşlandırılması ve bir geçiş yönetiminin oluşturulması gibi başlıklar bulunuyor.

Hem anlaşmanın oluşturulması sürecinde hem de uygulama aşamasında devrede olan ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Ekim’deki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Mısır’da 13 Ekim günü ABD, Katar ve Mısır liderleriyle imza attığı bildirinin “sonuna kadar arkasında” duracaklarını kaydetti.

“Amerika, Mısır ve Katar’ın da benzer bir tavır sergileyeceğine inanıyorum. Ateşkes mutabakatının uygulanmasının da yakından takipçisi olacağız” dedi.

Erdoğan daha önce de Türkiye’nin Gazze için oluşturulacak “görev gücünde” yer alacağını açıklamıştı.

Türkiye’nin Gazze’de anlaşmanın uygulanması, insani yardımların ulaştırılması ve yıkılan kentlerin yeniden ayağa kaldırılması süreçlerinde rol üstleneceği öngörülüyor.

Ancak anlaşma kapsamında yerine getirilecek görevlere ilişkin teknik ayrıntıların henüz netleşmemiş olması bu konuda resmi açıklamaların yapılmasını bu aşamada engelliyor.

En merak edilen soru: Asker gönderilecek mi?

Bu belirsizliklere rağmen uluslararası kamuoyunun da merak ettiği “Türk askeri Gazze’ye konuşlandırılacak mı?” sorusuna Ankara’dan üst düzey somut açıklamalar yapılıyor.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 15 Ekim’de NATO savunma bakanları toplantısına katılımına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Gazze’de kurulacak çok uluslu görev gücünde yer almaya hazır olduğunu” vurgulaması dikkat çekti.

Güler’in Türkiye’nin bu yöndeki iradesini NATO müttefiklerine aktarmış olması da ayrıca önemli bir gelişme olarak görüldü.

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları da TSK’nın bu yönde görev üstlenmeye hazır olduğunu 16 Ekim’de düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında yinelediler.

NATO’nun barışı koruma misyonlarında daha önce de aktif olarak görev yapan TSK’nın bu konuda önemli bir deneyimi bulunuyor.

Avrupalı birçok ülke de Türkiye’nin Gazze’de oluşturulacak güce katkıda bulunmasını istiyor.

İsrail tarafının da onayı gerek

Bu konuda ilk toplantı 9 Ekim’de Paris’te düzenlenmişti.

Fransız diplomatik kaynakların Türkiye’nin bu süreçte “kilit rol” üstlenebileceğine ilişkin değerlendirmeleri Fransız basınında yer almıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Mısır’daki görüşmeleri sırasında da konunun gündeme geldiği kaydediliyor.

UİG’nin temel görevleri arasında güvenliğin sağlanması ve ileride güvenliği sağlayacak olan yerel Filistin güvenlik güçlerinin eğitilmesi yer alıyor.

Bu güce Pakistan, Azerbaycan, Endonezya, Katar gibi ülkelerin katkıda bulunabileceği uluslararası basında iddia ediliyor. Ancak bu sürecin netleşmesi için İsrail tarafının da onay vermesinin gerekeceği kaydediliyor.

Başta Fransa ve Mısır olmak üzere birçok ülke UİG’nün Gazze’ye yerleştirilmesi ve görev tanımımın netleşmesi için BM Güvenlik Konseyi kararının çıkması gerektiğini belirtiyorlar.

İsrail’in BM Güvenlik Konseyi kararına karşı çıktığı kaydediliyor.

AFAD’ın Gazze’ye gitmesi gündemde

Türkiye’nin Gazze’de görevlendirebileceği kurumlardan biri de Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD).

İsrail-Hamas anlaşmasına göre, uygulama sürecinin devam edebilmesi için Gazze’de kayıp olan İsrailli rehinelerin cenazelerinin bulunması ve İsrail’e iade edilmesi gerekiyor.

İsrail, bu süreç tamamlanmadan Refah sınır kapısından Gazze’ye insani yardımların geçişi için gerekli izni vermeyeceğini kaydediyor.

Hamas’ın iade etmesi gereken cenaze sayısının 19 olduğu kaydediliyor; ancak Gazze’deki yıkım nedeniyle enkaz altındaki cenazelere ulaşmanın kolay olmayacağı, bunun için uzman teknik ekiplere gereksinim duyulduğu kaydediliyor.

Henüz Ankara tarafından doğrulanmasa da bu görev için AFAD’ın 81 kişilik bir ekip oluşturduğu, prosedürlerin tamamlanmasının ardından Gazze’ye gönderilebilecekleri basındaki haberlerde yer aldı.

Bir ABD’li yetkili, anlaşmanın uygulanması kapsamındaki gelişmelerle ilgili basına bilgi verirken, cenazelerin bulunması için Türkiye’den teknik bir heyetin gönderilmesi olasılığını gündeme getirdi.

Yetkiliye göre, cenazelerin bulunması haftalar alabilir ve Hamas’ın mevcut kapasitesiyle tek başına bu görevin altından kalkamayabilir.

Ankara’daki diplomatik kaynaklar da böyle bir görevlendirmenin gündeme gelebileceğini kaydediyor ancak ayrıntı vermiyorlar.

Çatışma bölgelerine yapılacak görevlendirmelerin en önemli kriterlerinden biri güvenliğin sağlanması.

Ankara, İsrail’in anlaşmayı sabote etmesinden duyduğu kaygıyı gizlemiyor.

İlk somut adım insani yardım koordinatörlüğü

Türkiye’nin ilk somut adımı ise Filistin’e yapılan insani yardımları koordine etmek amacıyla Filistin İnsani Yardımlar Koordinatörlüğü kurmak oldu.

Dışişleri Bakanlığı kaynaklarının verdiği bilgiye göre, Gazze’ye yönelik insani yardım faaliyetlerinin yerinde takibinin yanı sıra ilgili kurumlar ve yerel makamlarla eş güdümü sağlamak üzere Büyükelçi Mehmet Güllüoğlu Filistin İnsani Yardımlar Koordinatörü olarak atandı.

Büyükelçi Güllüoğlu’nun beraberindeki bir ekiple 15 Ekim’de sahaya intikal ettiğini kaydeden kaynaklar, koordinatör büyükelçinin görevlerini şöyle sıraladı:

Türkiye, insani yardımların yanı sıra Gazze’deki sivillerin barınma sorununun çözülmesi için konteyner göndermeyi de planlıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir